9 Kasım 2012 Cuma

TEHLİKELİ SINIFTA YER ALAN İŞYERLERİNDE C SINIFI BELGEYE SAHİP İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI GÖREVLENDİRİLMESİ


TEHLİKELİ SINIFTA YER ALAN İŞYERLERİNDE C SINIFI BELGEYE SAHİP İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI GÖREVLENDİRİLMESİ

İşveren; mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunmaya yönelik çalışmaları da kapsayacak iş sağlığı ve güvenliği hizmetini sunmak için;  tehlikeli sınıfta yer alan işyerinde en az (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı ile bütün tehlike sınıflarında yer alan işyerlerinde işyeri hekimi görevlendirmekle yükümlüdür.

20/6/2012 tarihinde kabul edilen ve 30.06.2012 tarihinde yayımlanan İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUN’un geçici 4. Maddesi uyarınca; tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde (B) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirme yükümlülüğü, bu işyerlerinde Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle (C) sınıfı belgeye sahip iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi kaydıyla yerine getirilmiş sayılır.

İşbu kanunun yürürlüğe gireceği süreden itibaren C sınıfı iş güvenliği uzmanı 3 yıl için çalıştırılabilir.

Sevgilerimle;
Av.Z.Tuğçe AVŞAR

2 Kasım 2012 Cuma

YABANCILARIN TÜRKİYE’DE ÇALIŞMA İZİNLERİ USUL VE ESASLARI


YABANCILARIN TÜRKİYE’DE ÇALIŞMA İZİNLERİ USUL VE ESASLARI
I.                   Yabancıların Çalışma İzinlerine İlişkin Hukuki Düzenlemeler
Türk vatandaşı olmayan kişilerin Türkiye’de bağımlı veya şirket ortağı olarak çalışmaya başlamadan evvel çalışma izni almaları gerekmektedir. Fakat, Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya çok taraflı sözleşmeler ile aksi düzenlenebilir.
Yabancıların çalışma izinlerine ilişkin iki düzenleme bulunmaktadır:
ü  4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun
ü  Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkındaki Kanunun Uygulama Yönetmeliği
II.                Çalışma İzni Başvuru Usulü
Çalışma iznine ilişkin başvurular, yurt içinde doğrudan Bakanlığa yapılırken yurtdışından uyruğunda bulundukları veya daimi ikamet ettikleri ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerine yapılır.
Çalışmaya başlamadan önce çalışma izni alınması asıl olmasına rağmen çalışmaya başladıktan sonra çalışma izni alınabilmesi belli şartlara bağlıdır. Bu şartlar;
ü  Ülke menfaatlerinin gerekli kılması veya mücbir sebepler bulunması
ü  Çalışma süresinin bir ayı geçmemesi
ü  Çalışmaya başlamadan önce ilgili makama bilgi verilmesi
ü  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının onayı gerekir.
4817 Sayılı Kanun kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına yapılacak başvuruların elektronik ortamda  yapılması ve kağıt ortamında imzalanarak Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği ekinde belirlenen diğer belgelerle Bakanlığa ulaştırılması gerekir.
Yurt içinden, sadece en az altı ay süreli ikamet tezkeresi almış ve bu süresi sona ermemiş olan yabancılar başvurularını doğrudan Bakanlığa yapabilirler. Başvuru için istenen belgelerin yapılan elektronik başvuruyu takip eden altı iş günü içinde Bakanlığa ulaştırılması gerekir.
http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/yabancilar.portal adresinden başvuru yapılabilir.
4817 Sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında  Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü maddesi uyarınca belirlenen yabancıların çalışma izin taleplerine ilişkin olarak başvuru sahibi yabancının karşılaması zorunlu olan değerlendirme kriterleri şunlardır;
1.      Çalışma izni talep edilen işyerinde en az beş T.C. vatandaşının istihdamı gerekmektedir. İzin isteyen yabancının şirket ortağı olması halinde çalışma izni talep edilen işyerinde bir yıllık çalışma izninin son altı ayında en az beş T.C. vatandaşının istihdam edilmesi.
2.      İşyerinin ödenmiş sermayesininen az 100.000 TL veya brüt satışlarının en az 800,000 TL veya son yıl ihracat tutarının en az 250.000 ABD Doları olması gerekmektedir.
3.      İzin isteyen şirket ortağı yabancının, 40.000 TL’den az olmamak üzere sermaye payının en az yüzde 20 olması zorunludur ki olayımızda Adel Bey’in yüzde 50 ortaklığı bulunmaktadır.
Masaj salonu, eğlence sektörü, ihale usulleri, ileri teknoloji gerektiren işlerde farklı kriterler eklenebilmektedir.
III.             Çalışma İzni Türleri
Süreli Çalışma İzni
İş Sözleşmesinin ve oturma izninin süresine ve ülkedeki istihdam/ticari sektör/ekonomik gelişmelere göre işyerinde veya işletmede belirli bir meslekte çalışmak üzere en fazla bir yıl geçerli olmak üzere Süreli Çalışma İzni verilebilir. İşbu çalışma izni, üç yıl + 6 aya kadar uzatılabilir.
Yine, Türkiye’nin taraf olduğu ikili veya daha çok taraflı sözleşmelerde aksi düzenlenebilir.
Süresiz Çalışma İzni
Türkiye’de en az sekiz yıl kesintisiz olarak ikamet izni ile ikamet eden veya 6 yıl boyunca kanuni çalışması olan yabancılara iş piyasalardaki durum ve cografi alan sınırlamasından ari olarak Süresiz Çalışma İzni verilebilir.
Bağımsız Çalışma İzni
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından Türkiye’de en az beş yıl ikamet izni ile kesintisiz olarak ikamet eden ve ülkeye ekonomik olarak katkı sağlayabilecek bağımsız çalışacak yabancılara Bağımsız Çalışma İzni verilebilir.
IV.             Çalışma İzninin Uzatılması Başvurusu
Çalışma İzninin Uzatılması Başvurusu Yabancı veya işvereni tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çalışma izni bitmeden evvel veya çalışma süresinin bitiminden itibaren en geç on beş gün içinde yapılır.İşbu on beş günlük sürenin geçmesinin ardından uzatma başvuru yapılamaz, yapılmış ise de ilk kez çalışma izni başvurusu hükmünde sayılır.
Çalışma izinleri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca, kağıt kullanılarak veya elektronik belge olarak verilecektir.
V.                Çalışma İzninin Sona Ermesi
Aşağıdaki hallerde çalışma izni geçerliliğini kaybeder:
ü  Geçerlilik süresinin sona ermesi
ü  Yabancının kesintisiz altı aydan fazla yurtdışında bulunması
ü  Yabancının ikamet izninin sona ermesi
ü  Yabancının pasaportunun geçerlilik süresinin sona ermesi

Sevgilerimle;
Av. Z. Tuğçe AVŞAR

12 Ekim 2012 Cuma

İŞVERENİN ÖZEL ŞOFÖRÜNÜN FAZLA MESAİ ALACAĞI HAKKI



İşverenin özel şoförlerinin fazla mesai taleplerine ilişkin hukuki görüş ve açıklamalarım aşağıdaki gibidir. Şöyle ki;

İşçilere fazla çalışmalarının karşılığı için maaş dışında ücret verileceği belirtilerek bu hususta anlaşma sağlanması gerekmektedir.  Zira, ödeme kayıtlarında da işçilerin fazla çalışmalarının karşılığını aldıklarının tek tek belirtilmesi gerekmektedir. Aksi halde, işçiler maaşlarının fazla çalışma ücreti dışında olduğunu ve fazla mesailerinin kendilerine ödenmediğini iddia ve talep edebilirler. Bu nedenle, işverenlerin maaş + fazla çalışma ücreti olarak kayıtlara yansıtması gerekmektedir.

Bu noktada da işçi, her ay ne kadar fazla mesai yapmış ise o ölçüde artışlarda uygulanarak maaşı ödenmelidir. 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre haftalık çalışma süresi haftada en çok 45 saattir. Aksi kararlaştırılmadığı sürece bu süre haftanın çalışma günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. Öğle araları haftalık çalışma süresinden sayılmaz. Yani haftalık çalışma süresi hesaplanırken öğle araları hesaba katılmaz. Haftalık 45 saat üzeri yapılan çalışmalarda ise işçi fazla mesai ücretini hak etmektedir. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenmesi gerekmektedir.

·         T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ, E. 2008/32189, K. 2010/15578, T. 1.6.2010 sayılı ŞOFÖR OLAN İŞÇİNİN FAZLA MESAİ TALEPLİ DAVASINA İLİŞKİN kararı uyarınca;

İmzalı ücret bordolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her tür delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.” Denmektedir.

Bu noktada kişinin özel şoför olup olmaması önem arz etmemektedir. Özel şoförün işvereni beklediği zamanlar da mesai kapsamındadır. Dinlenme saatleri ile mesai saatlerinin bu noktada ayrılmasında fayda var. Fazla mesailerin tahakkuk ettirildiği bordroların imzalatılması veya banka kanalıyla bordroda belirtilen ödemelerin yapılması ile işçi bordroda belirtilenden daha fazla bir mesaide bulunduğunu ileri süremez. Bu nedenle, işçi bordroda belirtilenden daha fazla mesaide bulunmuş ise bordroyu imzalarken çekince koymalıdır.

Sevgilerimle,
Av.Z.Tuğçe Avşar