İş Kanunu’nda yerel mahkeme tarafından verilen işe iade kararının kesinleşmesinden itibaren
işçinin işe geri dönebilmesi için 10 günlük başvuru süresi belirlenmiştir.Yapılan
yargılama sonunda mahkeme işçi lehine karar vermişse, başka bir deyişle mahkeme işçinin işe iadesine karar vermişse işçi kesinleşen
yargı kararı ile birlikte ve kesinleştiğine ilişkin kararın kendisine tebliğinden
itibaren 10 günlük yasal süresi içinde çalışmak üzere işverene başvurmak
zorundadır.
4857 Sayılı Kanun'un 21. maddesine göre,
" İşverence
geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı
mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin
geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe
başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe
başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti
tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur." denmektedir.
İşveren
10 günlük süre içinde çalışmak üzere başvuran işçiyi bir ay içinde işe
başlatmak zorundadır.Bir aylık sürenin bitimine kadar işveren işçiyi işe
başlatmazsa, işçiye işe iade davası sonucunda mahkemece belirlenen işe başlatmama
tazminatı ödemek durumunda kalacaktır.
4857 Sayılı Kanun'un 21. maddesi uyarınca, feshin geçersizliğine ilişkin
tazminat işçinin çıplak ücreti dikkate alınarak hesaplandığı halde boşta geçen
sürelere ilişkin ücret işçinin çalıştırılmadığı en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan
ücret ve diğer haklarını da ödemekle yükümlü tutulmuştur.
Yargıtay yerleşik kararlarına
göre “tazminat miktarı belirlenirken davacının brüt ücreti üzerinden hesaplama
yapılmalı, ikramiye ve diğer sosyal haklar dikkate alınmamalıdır.” demiştir.
Yargıtay burada brüt ücret tanımı ile çıplak brüt ücreti
kastetmiştir.Yargıtay’a göre bu tazminat işçinin işe başlatılmaması durumunda
geçerli olacağından, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu
belirtilmiştir.
İşe iade kararı kesinleşen işçinin boşta geçen süre
tazminat ve işe başlatılmaması halinde hak kazanacağı işe başlatmama
tazminatının dışında elde ettiği başka hak ve alacaklar da
bulunmaktadır.
İşçinin ilk fesih işlemi
sırasında fesih tarihi dikkate alınarak kıdem tazminatı ödenmiş olsa bile, bu
tarih ile işçinin işe başlatılmama tarihi arasında geçen sürenin de kıdeme
eklenerek farkının ödenmesi gerekmektedir.
İş yasasının 21.maddesi,
işçinin işe iadesi kararı sonucunda, işçinin çalıştırılmadığı süre için işçiye
en çok dört aya kadar doğmuş bulunana ücret ve diğer hakları ödenir dendiği
için, yasa bu ödemeyi ücret alarak değerlendirmektedir.Dolayısıyla bu tutardan
Gelir Vergisi Yasası’nın 94.maddesi gereğince “gelir vergisi” ile “damga
vergisi” kesintisi yapılacaktır.Ayrıca işçinin çalıştırılmadığı sürenin SSK
primlerinin de kesilerek SSK’ya ek bildirge ile ödenmesi gerekir.
Boşta geçen süreye ilişkin
tazminat işe iadeye dair kararın kesinleşmesini takiben süresi içinde işverene
başvurması ve bir aylık süre içinde işverence işe başlatılmaması halinde
muaccel olur.Ücret alacağı da, işçinin işe iade kararının kesinleşmesinden
sonra süresi içinde işverene başvurduğu anda muaccel olan bir alacaktır.Bu
alacağa mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanır.
Saygılarımla,
Av. Zinnet Tuğçe AVŞAR