Türk Medeni Kanunu md.166 gereği evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Fakat, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Başka bir deyişle, her ne kadar daha fazla kusurlu olan tarafın boşanma davası açmaya hakkı yoksa da mahkeme tarafından bu itiraz hakkının kötüye kullanılmasının tespiti halinde boşanma kararı verilebilmektedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin vermiş olduğu aşağıdaki karar uyarınca; her iki tarafın ayrı ayrı boşanma davası açmış olması ve birbirlerinin davalarının reddini talep etmiş olmaları bir hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir, her iki taraf yönünden de davaların kabulü; tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekmektedir.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/10662
K. 2011/12233
T. 14.7.2011
� EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI ( Kadının Kocanın Davasına Karşı Çıkması ve Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olup Evlilik Birliğinin Devamında Korunmaya Değer Bir Yarar Kalmadığı - T.M.K.nun 166/2. Md. Koşullarının Kocanın Davası Bakımından Oluştuğu )
� HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Boşanma - Kadının Kocanın Davasına Karşı Çıkması ve Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olup Evlilik Birliğinin Devamında Korunmaya Değer Bir Yarar Kalmadığı/TMK�nun 166/2. Md. Koşullarının Kocanın Davası Bakımından Oluştuğu )
� BOŞANMA ( Kadının Kocanın Davasına Karşı Çıkması ve Hakkın Kötüye Kullanılması Niteliğinde Olup Evlilik Birliğinin Devamında Korunmaya Değer Bir Yarar Kalmadığı - T.M.K.nun 166/2. Md. Koşullarının Kocanın Davası Bakımından Oluştuğu )
4721/m.166
ÖZET : Gerçekleşen olaylara göre evlilik birliğinin temelinden
sarsılmasında davacı -karşılık davalı ( koca ), davalı-karşılık
davacıya oranla daha fazla kusurlu ise de, kadın da boşanma talep
ettiğine göre, kocanın davasına karşı çıkması, hakkın kötüye
kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında korunmaya
değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanunu'nun 166/2. maddesi
koşulları kocanın davası bakımından oluşmuştur. Öyleyse dava ve karşılık
davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi
sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarda tarih numarası gösterilen
hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden;
davacı-karşılık davalı ( koca )'nın güven sarsıcı davranışlarda
bulunduğu ve ortak konutu terk ederek eşiyle birlikte yaşamaktan
kaçındığı, davalı-karşılık davacı ( kadın )'ın da kocasını tehdit ettiği
anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden
sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir
geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylara göre evlilik
birliğinin temelinden sarsılmasında davacı -karşılık davalı ( koca ),
davalı-karşılık davacıya oranla daha fazla kusurlu ise de, kadın da
boşanma talep ettiğine göre, kocanın davasına karşı çıkması, hakkın
kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında
korunmaya değer bir yarar kalmamış, Türk Medeni Kanunu'nun 166/2.
maddesi koşulları kocanın davası bakımından oluşmuştur. Öyleyse dava ve
karşılık davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi
gerekirken yetersiz gerekçe ile davaların reddedilmesi doğru
bulunmamıştır.
SONUÇ : Tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle hükümün
yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana
geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar
düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.7.2011 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
Saygılarımla,
Av. Zinnet Tuğçe AVŞAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder