29 Haziran 2012 Cuma

İŞE İADE KARARININ KESİNLEŞMESİ HALİNDE İŞÇİYE VE İŞVERENE DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLER VE MÜEYYİDELERİ


İş Kanunu’nda yerel mahkeme tarafından verilen işe iade kararının kesinleşmesinden itibaren işçinin işe geri dönebilmesi için 10 günlük başvuru süresi belirlenmiştir.Yapılan yargılama sonunda mahkeme işçi lehine  karar vermişse, başka bir deyişle mahkeme işçinin işe iadesine karar vermişse işçi kesinleşen yargı kararı ile birlikte ve kesinleştiğine ilişkin kararın kendisine tebliğinden itibaren 10 günlük yasal süresi içinde çalışmak üzere işverene başvurmak zorundadır.

4857 Sayılı Kanun'un 21. maddesine göre,

" İşverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur." denmektedir.

İşveren 10 günlük süre içinde çalışmak üzere başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır.Bir aylık sürenin bitimine kadar işveren işçiyi işe başlatmazsa, işçiye işe iade davası sonucunda mahkemece belirlenen işe başlatmama tazminatı ödemek durumunda kalacaktır.

4857 Sayılı Kanun'un 21. maddesi uyarınca, feshin geçersizliğine ilişkin tazminat işçinin çıplak ücreti dikkate alınarak hesaplandığı halde boşta geçen sürelere ilişkin ücret işçinin çalıştırılmadığı en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarını da ödemekle yükümlü tutulmuştur.

Yargıtay yerleşik kararlarına göre “tazminat miktarı belirlenirken davacının brüt ücreti üzerinden hesaplama yapılmalı, ikramiye ve diğer sosyal haklar dikkate alınmamalıdır.” demiştir. Yargıtay burada brüt ücret tanımı ile çıplak brüt ücreti kastetmiştir.Yargıtay’a göre bu tazminat işçinin işe başlatılmaması durumunda geçerli olacağından, dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.

İşe iade kararı kesinleşen işçinin boşta geçen süre tazminat ve işe başlatılmaması halinde hak kazanacağı işe başlatmama tazminatının dışında elde ettiği başka hak ve alacaklar da bulunmaktadır.

İşçinin ilk fesih işlemi sırasında fesih tarihi dikkate alınarak kıdem tazminatı ödenmiş olsa bile, bu tarih ile işçinin işe başlatılmama tarihi arasında geçen sürenin de kıdeme eklenerek farkının ödenmesi gerekmektedir.

İş yasasının 21.maddesi, işçinin işe iadesi kararı sonucunda, işçinin çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunana ücret ve diğer hakları ödenir dendiği için, yasa bu ödemeyi ücret alarak değerlendirmektedir.Dolayısıyla bu tutardan Gelir Vergisi Yasası’nın 94.maddesi gereğince “gelir vergisi” ile “damga vergisi” kesintisi yapılacaktır.Ayrıca işçinin çalıştırılmadığı sürenin SSK primlerinin de kesilerek SSK’ya ek bildirge ile ödenmesi gerekir.

Boşta geçen süreye ilişkin tazminat işe iadeye dair kararın kesinleşmesini takiben süresi içinde işverene başvurması ve bir aylık süre içinde işverence işe başlatılmaması halinde muaccel olur.Ücret alacağı da, işçinin işe iade kararının kesinleşmesinden sonra süresi içinde işverene başvurduğu anda muaccel olan bir alacaktır.Bu alacağa mevduata uygulanan en yüksek faiz uygulanır.

Saygılarımla,
Av. Zinnet Tuğçe AVŞAR


1 yorum:

  1. değerli bildirimleriniz için teşekkür ederim.dr.gültekin yalçın

    YanıtlaSil